top of page

Giriş

Çapraşık dişler, ergenlik döneminde uygulanan diş teli tedavisi ve diş çekimiyle tamamen çözülemeyen bir sorundur. Geleneksel yöntemler, çapraşık dişlerin ve yanlış yüz gelişiminin temel nedenlerini ele almaz.

Ortodonti uygulamalarında, diş teli tedavisi daimi dişlerin çıkmasından sonra, genellikle ergenlik döneminde dişleri hizalamak için kullanılmaktadır. Dişleri hizalamada etkili olsa da, bu yöntemin bazı belirgin dezavantajları vardır. Çapraşık dişlerin temel nedenlerini çözemeyen bu yaklaşım, aynı zamanda cerrahi müdahale, mine hasarı, kök hasarı ve yüksek nüks riski gibi sorunlara yol açabilir.

Diş teli tedavisinin başlıca risk ve sınırlamaları şunlardır:

  • Nüks: %90’a kadar yüksek risk

  • Mine Hasarı

  • Kök Hasarı: %100 oranında risk

  • Retansiyon: Ömür boyu sabit veya hareketli retainer kullanımı gerekebilir

 

Geleneksel ortodonti yöntemlerine alternatif olarak, Myobrace® Sistemi gibi çıkarılabilir apareyler, kök hasarına neden olmadan çapraşık dişlerin tedavisinde etkili bir çözüm sunar. Myobrace® Sistemi, gerektiğinde diş teli tedavisi ile birleştirilebilir, bu durumda diş teli çok daha kısa süreyle ve hafif kuvvetlerle uygulanır.

Nüks

Geleneksel ortodontik yöntemlerle uzun vadeli sonuçlar elde etmek zor olabilir ve dişler kalıcı olarak sabitlenmediğinde genellikle nüks yaşanır. Araştırmalar, diş teli tedavisinde, diş çekimi yapılsa da yapılmasa da dişlerin %90 oranında eski konumuna döndüğünü veya daha kötü bir hale geldiğini ortaya koymaktadır. Yandaki video, diş telleriyle tedavi sonrası dişlerin nasıl nüks ettiğini açıkça göstermektedir.

"Retainerlar çıkarıldığında vakaların %90’ında nüks meydana gelir."
American Journal of Orthodontics - Mayıs 1988

Mine Hasarı

Diş yüzeyi, dişleri çürümeye karşı koruyan sert ve mineral bir tabaka olan diş minesinden oluşur. Diş telleri uygulandığında, teller dişlere özel bir kimyasal işlemle yapıştırılır. Bu işlem sırasında, yapışmanın daha güçlü olmasını sağlamak için diş minesinin yüzeyi hafifçe aşındırılır.

 

Diş tellerinin yapıştırılması, dişlerin temizlenmesini zorlaştırabilir. Bu durum, tellerin çevresindeki diş minesinin çürümesine ve beyaz lekeler ya da renk değişikliklerine neden olabilir. Teller çıkarıldığında ise diş minesi kalıcı olarak zarar görebilir.​

wcct_enamel-damage_v1.01.jpg

Dişler yeterince temizlenmediğinde diş eti hastalığı, diş çürüğü ve mine tabakasında demineralizasyon (beyaz veya renkli lekeler) gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, diş telleri kullanırken düzenli ve doğru ağız bakımı yapmak son derece önemlidir.

Kök Hasarı

Araştırmalar, diş telleriyle sürekli kuvvet uygulanarak yapılan ortodontik tedavilerin hastaların neredeyse %100’ünde kök hasarına yol açtığını göstermektedir. Bu, tedavi sırasında köklerin bir kısmının çözülmesi anlamına gelir ve zamanla bazı dişlerin kaybına neden olabilir.

Buna karşılık, aralıklı kuvvetler ve çıkarılabilir apareyler kullanıldığında kök hasarının çok az olduğu veya hiç oluşmadığı kanıtlanmıştır. Yandaki animasyon, diş tellerinin neden olduğu kök hasarını açıkça göstermektedir.

"Vakaların %100’ünde 4 mm’ye kadar kök rezorpsiyonu görülebilir."

American Journal of Orthodontics - Mayıs 2011

Kalıcı Retansiyon

Retainer, diş telleri çıkarıldıktan sonra dişlerin hareket etmesini önlemek için kullanılan bir apareydir. Geleneksel diş teli tedavisi, çapraşık dişlerin temel nedenlerini ele almadığı için, dişlerin düzgün kalmasını sağlamanın tek yolu kalıcı bir retainer kullanmaktır.

Şeffaf plaklarla yapılan daha modern tedavilerde de aynı nüks sorunu yaşanır ve dişlerin hizasının korunması için ömür boyu retainer kullanımı gereklidir.

"Tedavi sonrası dişlerin düzgün hizasının korunmasını sağlamak için sabit veya hareketli retansiyon ömür boyu kullanılmalıdır."

American Journal of Orthodontics - Mayıs 1998

Bize Ulaşın

8-2.jpg
logo.png

Teşekkürler.

  • Instagram
  • YouTube
  • Facebook

444 48 64

Hızlı iletişim numaramız

İstek, öneri ve şikayetleriniz için

bottom of page